24 Mart 2009 Salı

yapmak ya da yapmamak.

düşünüyorum ki ,
bundan önce yaptığım şeyleri yapmasaydımda olurdu.
şu an yaptığım şeyleri yapmasam da olur.
normal olarak bundan sonra hiç bir şey yapmamalıyım değil mi ?

ama lanet olsun ki
olmuyor , yapamıyorum..

23 Mart 2009 Pazartesi

kayıtlara geçsin.

kendimi hiç bir yere ait ya da hiç bir şeyin parçasıymışım gibi hissedemiyorum..

19 Mart 2009 Perşembe

ölüm.

ölüm,

çiçektir...

koparıpta kökünden düşüncelerin inceldiği yerde , daha da anlamsız bir yaşam yakalayarak belki ; ölmek bazı gözlerde...
koklamak rüzgara saldığı kokusunu ölümün.simsiyah gözlerine bakıp aşık olmak ona...

ne ruhunu vermek , ne de elini tutmak...
ne de girmek papatyalardan yapılmış bir tabuta...ne de gömülmek çimen kabilesinin tertemiz toprağına.
sadece bakmak gözlerinin içine ve koklamak delice..son bir dansla belki öpmek kırmızı dudaklarından ölümü.

unutmak her şeyi
ve unutulmak istenmek belki.

renkleri duymak..ve sesleri görmek...
bitmemek hiç...hep olmak.

özel olmak..değerli olmak.
ve
verdiğini

almak...



gitmek hiç gidilmeyen yere..gidipte dönülmeyen yere..gidipte dönmek istenmeyecek yere...dönmek en geriye...gidip...git...ti...gitmek hep...
ve
varamamak hiç bir yere....ama bilmek gittiğini ve hep gideceğini.
arkandan bakan veya öyle sandığın ıslak gözlerin ufkunda yavaş yavaş , sakin sakin bitivermek...

lanet bir sokak lambasının böceklerle dolu ışığının altında , gölgenle konuşmak...hiç bitmeyecek bir sohbet etmek...zaten bitmesini istememek belkide...

ama bitmek zorunda olan..
......


bütün hüzünleri,acıları ve yanında mutlulukları da bırakmak bir daha ulaşamayacağın kadar uzağa...uzaklaşmak...
hiç bir zaman,
unutamamak...unutamayacak olmak..

aşık olamamak bir daha hiçbir şeye...bunu bilmek...
lanet farkında olmak...




aniden korkmak...ürpermek...
susmak...
sustukça bir daha hiç konuşmamak istemek...

gitmek....uyumak...uyandırılmamak...bitmek...tükenmek...üşümek...sanmak...anlayamamak...anlatamamak...

ağlamak.......


ama
ölmek
değil......



ölüm,

çiçektir........




17 Mart 2009 Salı

.

öyle sarhoş olsam ki
bir daha ayılmasam
herşey bir rüya olsa
unutarak uyansam..

10 Mart 2009 Salı

Bir Replik.

“Herşey senin düşündüğünden daha karmaşık.Doğru olanın, sadece 10'da 1'ini görüyorsun.Verdiğin her karardan etkilenecek milyonlarca şey var.Her seçim yaptığında hayatını mahvedebilirsin.Ama belki de aradan 20 yıl geçer ve sen asla ama asla neden böyle olduğunu anlayamayabilirsin.Ve doğru işi yapmak için yalnızca tek şansın vardır.Sadece dene ve boşanmanın nedenini bulmaya çalış.Ve kader diye bir şeyin olmadığını söylerler ama herkes kendi kaderini belirler.Ve dünya ne kadar uzun süre devam ederse etsin sen sadece saniyelik bir zaman dilimi için buradasın.Zamanının büyük bir kısmı, ölüyken ya da doğmamışken harcanır.Ama yaşamak varken, sen, birinin gelip her şeyi düzeltmesini bekliyorsun.Bir telefon için, bir mektup için ya da bir bakış için yıllarını harcıyorsun.Ve gelecek gibi görünmesine rağmen asla gelmiyor.Sonuçta zamanını hayal meyal bir pişmanlık ya da gerçekleşmesi imkânsız bir umut ile geçiriyorsun.Sana bağlılık hissettiren bir şey.Kendini bir bütün hissetmeni sağlayan şey.Sevildiğini hissetmeni sağlayan bir şey.Gerçek şu ki çok kızgınım.Ve gerçek şu ki lanet olsun çok mutsuzum.Ve gerçek şu ki, çok yalnız kaldım ve çok uzun süre çok acı çektim.Ve yalnız kaldıkça,bütün bu süreç zarfında. iyiymişim gibi davrandım.Nedenini bilmiyorum.Belki herkes kendi dertleriyle ilgilenirken benim zavallılığımı duymak istemediği için.Pekala, herkesin a.ına koyayım.Amin.”

Peder , Synecdoche, New York

4 Mart 2009 Çarşamba

derim.

birinci tekil şahıs cümlelerinin asıl kahramanıdır , ikinci tekil şahıs..